ALİ FUAT BAŞGİL’İN ESERLERİ
Eserleri: La Vie Juridique des Pepul es (Belçika 1939), Klasik Ferdî Hak ve Hürriyetler Nazariyesi ve Muasır Devletçilik Sistemi (1938). Esas Teşkilat Hukuku Dersleri (3. cilt, 1940), Türkiye İş Hukuku (1940), Vatandaşın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Müracaat Hakkı (1944), Hukukun Ana Müessese ve Meseleleri (1947), Cihan Sulhu ve İnsan Hakları (1948), Türkçe Meselesi (1948), Vatandaş Hürriyeti ve Bunun Teminatı (1948),
Demokrasi ve Hürriyet (1949), Vatandaş Hak ve Hürriyetlerinin Korunması ve Anayasamızın Eksiklikleri (2. cilt, 1960), 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri (1963).
Bir memleketin milli dili o memleketin bilfiil yaşayan, yani konuşulan ve yazılan, gönüllere ve zekaya hitap eden dildir. Ve dilin milliyeti, kelime unsurlarında olmaktan çok, büyümesinde ve üslubunda, umumi ahenk ve edasındadır. Nitekim mimari bir eserin milliliği, mesela Süleymaniye camimizin Türklüğü, taşında tokacında değil, inşası tarzında ve terkibindedir. Süleymaniye Camiinin taşı, mermeri şuradan, buradan getirilmiştir diye bunları söküp atmak, o canım şaheseri tahrib etmektir.
Tıpkı bunun gibi , Türkçemizin bazı kelimeleri şuradan, buradan alınmıştır diye bunları dilden çıkarmak, bu milet dilini yıkmaktır.
Dünya çapındaki bilim adamı ve hukukçumuz Ordinaryüs Profesör Ali Fuad Başgil bu eserinde, 27 Mayıs 1960 ihtilalinin sebeplerini tarafsız bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor.
İhtilal’den bir ay kadar önce, bizzat Başbakan Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından Ankara’ya davet edilen ve “Ne yapmamız lazım?” diye görüşüne başvurulan Başgil, o dönemde yaşananların en önemli şahitlerinden biridir.
İhtilal’in ülkeye nelere mal olacağını, milletin geleceğini nasıl kötü etkileyeceğini ta o zamandan görmüş; makaleleriyle, dersleriyle ve kurduğu dernekle hem hükümete, hem muhalefete, hem de aydınlara anlatmaya çalışmıştır.
Bu eser, geçmişin o kara günlerinden ibret alınarak bir daha aynı yanlışlara düşülmemesi için, siyasetçisinden aydınına, sivilinden askerine bu ülkede yaşayan herkesin mutlaka okuması gereken tarihi bir belgedir.
Fransızca olarak kaleme alınan bu eser dilimize ilk çevrildiğinde Başgil mahkemeye verildi, neyse ki beraat etti. Başgil’in savunması, ekte bir ibret vesikası olarak dikkatinize sunulmuştur.
Gençlerle Başbaşa
Ali Fuad Başgil'in bu eseri, yayınlandığı günden bu yana defalarca basılmış ve her nesile ayrı ayrı seslenmiştir. Büyük-küçük her insana verdiği ve vermeye devam edeceği şeyler şimdi olduğu gibi, nesiller boyu da devam edecektir.
Kendisinin de belirttiği gibi ..."Bu kitap, sadece fikri çalışma atölyesinin genç ve tecrübesiz çırakları için faydalı olabilecek bir rehberdir." Gerçi her ne kadar kendisi böyle söylese de, bu kitap genç ve tecrübesiz çıraklara da rehberi olabilecek kıvamdadır.
Özelikkle, saeçilen konuların ve yazarının dostane üslubuyla bu nadide eser, nesillere daima ilham olabilecek yapıdadır.
Yine yazarın deyimiyle: "Geleceğin ümidi olan gençleri, bunalımdan, iradesiz ve cesaretsiz yaşamaktan kurtaracak olan bu kitap; başarılı olmasının sırlarını göstermektedir.." Bu doğrultuda güzel de bir rehber olacaktır.
Demokrasi Yolunda
Demokrasi terbiyesinin ahlaki formülü şudur:
İyiliği ve adaleti sevecek, kötülükten ve zülumden nefret edeceksin. Yalnız ve adaleti sevecek, kötülükten ve zülumden nefret edeceksin. Muktedir isen elin, kolunla, değilsen sözlerin ve yazılarınla buna da muktedir değilsen kötülük ve zülum yapanlardan yüz çevirip onlara selam vermemek ve merhaba dememek suretiyle mücadele edeceksin
Hatıra Kırıntıları
Paşalarla görüşmesinden sonra:
Tehditler korkunçtu, gerçi ömürümün çok senelerini geride bırakmıştım, önde kalan üç beş senenin nazarımda hiç kıymeti yoktur. Fakat meclis dağıtılacak, seçimler iptal edilecek, partiler kapatılacak, askeri idare devam ettirilecek ve bütün bu felaketler benim yüzümden kopacaktı. Yani İnönü - Bayar düşmanlığı şeklinde yeniden hortlayacaktı. Allah bunu bana göstermesin. Memleketini seven bir insan sıfatıyla ben elbette buna razı olamazdım.